LeasePlan, küresel ölçekte lider araştırma şirketlerinden Ipsos ile birlikte yürüttüğü Mobilite İçgörü Raporu’nun “Yeni Normal” bölümünü yayınladı. Covid-19’un dünya genelinde mobilite alışkanlıkları üzerindeki etkisiyle ilgili değerlendirmelerin yer aldığı kapsamlı araştırma, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 22 ülkeden 5.000’in üzerinde kişinin katılımıyla yapıldı. Buna göre, dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını sürücülerin iklim değişikliğiyle mücadele noktasında önemli bir farkındalık kazanmasına yol açtı. Öyle ki, araştırmaya katılan sürücülerin yarısı önümüzdeki dönemde sıfır emisyonlu bir araca geçiş yaparak iklim değişikliğiyle mücadele ve pandemi sürecinin başlangıcında vurgulanan temiz havaya erişim avantajlarının sürdürülmesinde aktif rol oynamak istediklerini ifade etti.
Sürücülerin yüzde 47’si pandemi sonrası sıfır emisyonlu araca yöneldi
LeasePlan araştırmasına katılanların yüzde 53’ü Covid-19 salgınının başlangıcından bu yana iklim değişikliğinin ciddi bir küresel tehdit olduğunun farkına vardığını söyledi. Sürücülerin yüzde 47’si artan farkındalık neticesinde kendi karbon ayak izlerini azaltmak ve pandemi sürecinin başlangıcında vurgulanan temiz havaya erişim avantajlarını sürdürmek için gelecekte sıfır emisyonlu bir elektrikli araca geçiş yapmak istediklerini vurguladı. Ayrıca, katılımcıların yüzde 65’i Covid-19 salgınının başlangıcından bu yana toplu taşıma yerine farklı alternatiflere yöneldiklerini belirtirken, yüzde 76’sı şahsi araçlarını kullanmayı tercih ettiklerini bildirdi. Sürücülerin yüzde 79’u ise pandemi sürecinde kendi araçlarına sahip olmanın güvenliği ve rahatlığı konusunda daha bilinçli hale geldiklerini belirti.
Türkiye’deki 10 kişiden 8’i sıfır emisyonlu araca daha yakın
Mobilite İçgörü Raporu’nda Türkiye’nin elektrikli araçlara olan ilgisi ve iklim değişikliğiyle ilgili hassasiyetini ortaya koyan önemli bulgular dikkatleri çekti. Türkiye, Covid-19 sonrası en yüksek iklim farkındalığı değişiklik yüzdesi olan ülkeler arasında iki ana başlıkta da zirvede yer aldı. Rapora göre, Türkiye’deki katılımcıların yüzde 81’i, “Hava kalitesini sürdürmeye yardım etmek için artık sıfır emisyonlu bir araç tercih etme ihtimalim daha yüksek” ifadelerine katılarak bu konuda diğer ülkeler arasında en yüksek tercihi yaptı. Yine Türkiye’deki sürücüler “Artık elektrikli bir araca geçiş yaparak kendi karbon ayak izimi azaltma ihtimalim daha yüksek” diyen ülkeler arasında yüzde 77 ile birinci sırada yer aldı. Araştırmada en çok “Artık iklim değişikliğini bir tehlike ve küresel tehdit olarak ciddiye alma ihtimalim daha yüksek” diyen ülke ise yüzde 78’le Portekiz oldu.
Covid-19 mobilite tercihlerini değiştirdi
Türkiye, Covid-19 sonrası en yüksek mobilite tercihi değişiklik yüzdesi olan ülkeler sıralamasında da önde gelen ülkeler arasında yer aldı. Covid-19 sonrasında en çok “Kendi aracıma sahip olmanın konforunu daha iyi fark ettim” diyen ülke yüzde 92 ile Lüksemburg olurken, en çok “Artık diğer ulaşım yöntemlerine kıyasla kendi aracımı kullanmayı daha rahat buluyorum” diyen ülke yüzde 87 ile İtalya oldu. “Artık toplu taşımayı kullanma ihtimalim daha düşük” sözlerine en çok katılan ülke de yüzde 78’le Yunanistanlı sürücüler olarak dikkat çekti. LeasePlan’in araştırmasına katılan ülkeler arasında “Araç kullanımımla ilişkili maliyetlerden tasarruf etme yöntemleri bulmakla daha çok ilgileniyorum” sözlerine en çok katılan ülke ise yüzde 78’le Türkiye oldu.
Türkiye’deki sürücüler küresel krize rağmen yeni araç talebinde zirvede
Araştırma kapsamında dünyanın 22 farklı ülkesindeki sürücülere gelecek 5 yıl içerisinde bir araç satın alma veya kiralama niyetinde olup olmadıkları da soruldu. Sürücülerin yüzde 57’si bu soruya “Evet” yanıtını verdi. Yüzde 28’i “Hayır” derken, yüzde 18’i ise “Bilmiyorum” dedi. Raporda, gelecek 5 yıl içerisinde yeni araç alma veya kiralama ihtimali en yüksek kişilerin başında açık ara Türkler geldi. Türkiye’deki katılımcıların yüzde 84’ü önümüzdeki 5 yıl içerisinde yeni bir araç satın almak veya kiralamak istediklerini belirtti. Türkiye’yi yüzde 67 ile Yunanistan, yüzde 64’le İspanya takip etti. Raporda, Türkiye ve Yunanistan’da yaşayan vatandaşların Covid-19 salgını nedeniyle yaşanan küresel ekonomik krizin ortasında bile yeni bir araç satın almayı düşünmesi özellikle vurgulandı.
Elektrikli Hafif Ticari Araçlar için talep artıyor
Raporda, katılımcıların yüzde 47’si pandeminin başlangıcından bu yana online alışveriş yapmayı ve günlük ihtiyaçları için eve teslimatı tercih ettiklerini belirtti. Bu sonucun, Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de artış gösteren Hafif Ticari Araç (LCV) talebini destekler nitelikte olduğu gözlerden kaçmadı. Katılımcıların yüzde 47’si söz konusu teslimat araçlarının neden olduğu trafik ve kirliliğin Covid-19 sonrasında da devam edeceği endişelerini dile getirirken, ticari araç sürücülerinin yüzde 61’i kirliliği azaltmak için sıfır emisyonlu araçlara geçiş yapılabileceğini bildirdi. Taşımacıların yüzde 75’i bu geçişin Elektrikli Hafif Ticari Araçlar (eLCV) ile yapılabileceğini belirtti. Ayrıca, ticari araç sürücüleri trafik sıkışıklığını azaltmak için gerektiğinde hafif ticari araçlarını diğer işletmelerle paylaşmaya sıcak baktıklarını da belirtti.
“Vergi ve altyapı desteği çok önemli”
Araştırma sonuçlarını değerlendiren LeasePlan Türkiye Genel Müdürü Türkay Oktay, “Türkiye’nin de dahil olduğu 22 ülkede gerçekleşen Mobilite İçgörü Raporu’nun sonuçları gösteriyor ki, hava kalitesini koruma farkındalığı ve bu farkındalık ile doğa dostu enerjilerle çalışan bir araç edinme isteği ülkemizde çok yüksek. LeasePlan olarak sıfır emisyona geçişi hızlandırmak adına çalışmalarımıza birkaç sene önce global olarak başladık ve birçok ülkede aldığımız inisiyatiflerin olumlu sonuçlarını görüyoruz. Türkiye pazarında özellikle sıfır emisyonlu araçlarda seçenekler Avrupa’daki kadar çok olmasa da buradaki hızlanma ve artan bilinç düzeyi umut verici. Tabii bu seçeneklerin daha ulaşılabilir olması adına vergi ve altyapı desteği çok önemli” ifadelerini kullandı.