Araç kiralama sektörünün çatı kuruluşu Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER), bağımsız araştırma şirketi Nielsen iş birliği ile hazırladığı 2020 yılının üçüncü çeyrek sonuçlarını içeren “TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu”nu açıkladı. Rapora göre, Türkiye’de gerçekleşen yeni otomobil satışları 2019 yılının aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 70 oranında artarken, operasyonel araç kiralama sektörü 2020 yılının dokuz aylık döneminde Türkiye’de satılan yeni otomobillerin yaklaşık yüzde 7,5’i olan 29 bin adet yeni aracı filosuna kattı. Bu dönemde, 5,6 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yapan sektörün aktif büyüklüğü ise 31,5 milyar TL’ye ulaştı. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 12 daralma yaşayan sektörün üçüncü çeyrek itibariyle filosundaki araç sayısı 249 bin 800 adet olarak gerçekleşti. Bu dönemde, 2019 yılı sonuna göre ise yüzde 10,4 oranında daralan sektörün, 2019 yılı sonundaki araç sayısı 279 bin adetti.
Sektörün yüzde 89,5’i dizel, yüzde 64,7’si otomatik araçlardan oluşuyor
TOKKDER raporuna göre, ilk dokuz ayda Renault yüzde 25,9’luk pay ile Türkiye operasyonel araç kiralama sektörünün en çok tercih edilen markası oldu. Renault’u yüzde 14,5 ile Fiat, yüzde 11,6 ile Volkswagen ve yüzde 11,4 ile Ford markaları takip etti. Sektörün araç parkının yüzde 50,7 gibi önemli bir kısmı kompakt sınıf (C segmenti) araçlardan oluşurken, küçük sınıf (B segmenti) araçlar yüzde 26,6 ve üst orta sınıf (D segmenti) araçlar 13,2 pay aldı. Bu dönemde, SUV gövde tipli araçların operasyonel kiralamadaki payı ise yüzde 5,1 olarak gerçekleşti. Rapora göre ayrıca, sektörün araç parkının yüzde 89,5’ini dizel araçların oluşturması dikkat çekerken, otomatik vitesli araçların payı ise yüzde 64,7 olarak gerçekleşti.
En çok tercih edilen sözleşme süresi 30 ila 42 ay arası
Raporda yer alan verilere göre, Türkiye’de satılan yeni otomobillerin önemli bir kısmını satın alan operasyonel kiralama sektörü 2020 yılında da ülke ekonomisine ciddi bir vergi girdisi sağladı. Bu kapsamda, geçtiğimiz sene yaklaşık 3 milyar TL vergi ödeyen operasyonel kiralama sektörü, 2020 yılının sadece ilk 9 aylık dönemini kapsayan süreçte yaklaşık olarak 3 milyar TL vergi ödeyerek ülke ekonomisine yaptığı katkıları sürdürdü. TOKKDER raporunda dikkat çeken bir diğer önemli unsur ise 43 ay ve üzerinde sözleşmelerin artması oldu. Buna göre, Türkiye’deki operasyonel kiralamaların yüzde 55,2’sini 30- 42 ay süreli sözleşmeler oluşturdu. İkinci olarak en çok tercih edilen operasyonel kiralama süresi yüzde 17,4 ile 43 ay ve üzeri sözleşmeler olurken, 18-30 aylık sözleşmeler yüzde 16,7 oranında tercih edildi.
“Salgın sonrası verimlilik daha da önemli hale geldi”
Üçüncü çeyrek raporuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı İnan Ekici, “Sektörümüz bu dönemde 5,6 milyar TL yatırım yaparak yaklaşık 29 bin adet yeni araç satın aldı. Biz operasyonel araç kiralama pazarının şu anki rakamın altına düşmemesini arzu ediyoruz. Olabileceğine de inanıyoruz ama o kadar çok değişken var ve rasyolar o kadar sık değişiklik gösteriyor ki, yılın kalan çeyreğinde yüzde 2 civarında daralmayı beklemek gerekir diye düşünüyorum. Covid-19 salgını öncesi, sınırlı kaynakların verimli kullanımı işletmeler ve bireyler için büyük önem taşımaktaydı. Salgın sonrası ise verimlilik daha da önemli hale geldi. Önümüzdeki dönemde, verimliliğe önem veren, öz kaynaklarını veya kredi limitlerini araç satın almak yerine ana faaliyet alanında değerlendirmek isteyen her ölçekten işletmenin, daha yoğun olarak operasyonel kiralama yöntemini tercih ederek araç ihtiyacını karşılayacağını düşünüyorum” dedi.
“48 aydan uzun araç kiralamak için girişimlerimiz sürüyor”
İnan Ekici sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Pandeminin, önemini ortaya çıkardığı unsurlardan birisi de tasarruf oldu. Devletimiz bu hususta gerekli önlemleri kararlılıkla alıyor. Bununla birlikte, son dönemde TL’nin USD ve Euro karşısında değer kaybı, güncel olarak yükselme eğilimi gösteren kredi faiz oranları ve yeni ÖTV düzenlemesi, yeni araç edinme maliyetlerinde önemli artışlara neden oldu. ÖTV matrahı baremlerinde yapılan son değişiklik, dengeleri değiştirecek bir karar oldu. Bu durum, ilgili segmentlerde araç kiralama ve satın alma şartlarını zorlayıcı bir hale getirdi. Talebin yerli ve alt segmentteki araçlara kaymakta olduğunu söyleyebiliriz. Tasarruf etmek isteyen birçok sektör müşterisi, bu dönemde kiralama yöntemiyle edindiği mevcut araçlarını yenilemek yerine, bu araçların kira sürelerini uzatmak istiyor. Mevzuat gereği sektör olarak 48 aydan uzun süreli araç kiralaması yapamamaktayız. Bu durumun aşılması için ilgili devlet kurumları nezdinde girişimlerimizi sürdürüyoruz.”